RAYLARA YÜKLENEN HAYALLER

Necat Nasıroğlu Külliyesi’nin o geniş konferans salonunda o gün bambaşka bir hava vardı. Masada proje kitapçıkları, sahnede dev bir ekran, koltuklarda muhtarından oda başkanına kadar yüzlerce Batmanlı… “Gelecek” kelimesi, salonun duvarlarından yankılanıyor gibiydi. 

İlk sözü Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu aldı. Daha salona girerken konuklarla tek tek selamlaşırken yüzündeki coşku hissediliyordu. Sanki yıllardır aklındaki hayali artık hemşehrileriyle paylaşma anı gelmişti. Sesinde sıcaklık, kelimelerinde gurur vardı; o kürsüde bir siyasetçiden çok, bir Batmanlı konuşuyordu:

“Bat-Ray yalnızca bir ulaşım projesi değil; modern, çağdaş ve sürdürülebilir bir şehir vizyonunun simgesi. Batman tarihinde önemli bir dönüm noktasındayız. Altyapıdan çevre yollarına kadar pek çok alanda sonuç odaklı projeler geliştiriyoruz.

Hafif raylı sistem trafiği rahatlatacak. Gaziantep dışında hiçbir büyükşehir olmayan ilde bu çapta bir çalışma yok. Bu memlekete taş üstüne taş koyan kim varsa başımızın tacıdır. Polemiklerle değil, projelerle Batman’ı geleceğe taşıyacağız.

Cümleler bir hitabet parıltısıyla değil, içten bir gururla kuruldu. Salonda bir sıcaklık, herkesin yüzünde merak ve umut vardı.

Ardından Batman Valisi ve Belediye Başkan Vekili Ekrem Canalp mikrofonu aldı. Sesinde, uzun zamandır çalıştığı bir dosyayı nihayet açmanın huzuru vardı;

“Batman büyükşehir yolunda ilerliyor, her proje bu yolun taşlarını döşüyor. Üç yıl önce dedik ki: Batman büyükşehir olacak. Bugün o yolun en esaslı taşlarından birini yerine koyuyoruz. Raylı sistem sadece ulaşım değil, 50 yıllık bir perspektifin, hatta 100 yıllık bir vizyonun parçası.

‘Bat-Ray’ dört etap halinde hayata geçirilecek. Mevcut demiryolu hattını da kullanacağız; hat güneybatıdan başlayarak kuzeybatıya kadar uzanacak. Balpınar’dan Güvercinlik’e, Yeni Devlet Hastanesi’nden TPAO Bulvarı’na uzanan toplam 37,7 kilometrelik, 30 duraklı, yılda 20 milyondan fazla yolcu taşıyacak bir sistem öngörüyoruz.”

Projeyi anlatırken bir bürokrattan çok, geleceğin Batman’ını tasarlayan bir şehir plancısı gibiydi. Salonun içinde hayal, bir ray hattı gibi sessizce ilerliyordu.

Toplantı bittiğinde galiba herkesin aklında aynı resim vardı. Çocukların BatRay’le okula gidişi, üniversite gençliğinin “raylı sistemle derse yetişiyoruz” demesi, trafikte kaybolan saatlerin yerini nefes alan bir kentin alması…

Ve işte salondan çıktığımda şehrin kalabalığı yeniden kulağıma doldu. Trafik, korna, aceleyle geçen adımlar… Ama bir fark vardı; az önce dinlediğimiz sözler, o dev ekranın ışığında gördüğümüz güzergâhlar zihnimde bir yol çizmişti.

Batman, uzun yıllar “yapılır mı, yapılmaz mı” tartışmalarının gölgesinde bekledi. Şimdi ilk kez somut bir planla, rakamlarla, etaplarla konuşuyoruz. Bu sadece raylı sistem değil; kentin ruhuna eklenen bir güven, bir aidiyet, “biz de yaparız” diyen bir ses.

Şunu biliyorum her proje, her yatırım kâğıt üzerinde başlar, taş üstüne taş koyana dek uzun bir emek ister. Ama umut olmadan hiçbir şehir büyümez. Dünkü toplantıda gördüğüm yöneticilerin ciddiyeti, halkın merakı, gençlerin gözündeki hayal kıvılcımı…

Bugün Batman’ı tarif ederken artık sadece petrol, göç, işsizlik konuşulmuyor. Artık yeni bir cümle kuruluyor, “Batman geleceğe hazırlanıyor.”

Belki birkaç yıl sonra çocuklar, “Okula BatRay’le gidiyorum” demeye başladığında biz de o günü hatırlayıp gülümseyeceğiz. Çünkü bir şehrin en büyük gücü, geleceği hayal edebilmesidir. Batman, o hayali raylara çoktan yükledi.