TRAFİKTE SORUMLULUK BİLİNCİ

        trafik kurallarına uymak bir kültürdür. Bu kültüre sahip olmanın yolu sorumluluk bilincinin oluşturulmasından geçer.

       Sorumluluk Bilinci: Bireyin, üzerine düşen yükümlülükleri ve görevleri yerine getirmesidir.

       Trafikte hatalı sollama ve hız ihlali yapmama, emniyet kemeri takma, takip mesafesini koruma, trafik ışıklarına ve işaretlerine uyma gibi sorumluluklarımız vardır ama maalesef bu sorumlulukların bilincinde olmayanlar azımsanmayacak kadar çoktur.

       Gün geçmiyor ki falan yerde bir trafik kazası oldu, kazada şu kadar kişi yaralandı ya da şu kadar kişi öldü, diyen sözleri duymayalım. Bunlar hep bireysel dikkatsizliklerden, sabırsızlıktan ve kural ihlallerinden kaynaklanmaktadır. Özellikle de hız ihlali!

       Geçenlerde Kars'a gitmek üzere yola koyulduk. Daha Bıçakçı Köyü'ne varmadan aracın biri son sürat geriden gelip yolda zikzak çizerek tozu dumana katıp adeta terör estirip gözden kayboldu. Her an araç lardan birine çarpacak diye ödüm kopuyordu. Daha ben bu korkuyu üzerimden atamadan Siirt-Bitlis karayolu Destumi köprüsünde üzerimize üzerimize gelen bir binek otoyu görünce korkudan gözlerimi kapattım. Neyse ki çarpmaya ramak kala şoför, aracı frenleyebildi. Biz bu korkuyla yol alarak Çaldıran’a vardık.  Yolda iki araç çarpışmıştı. Aracın biri tabiri caizse, o kadar iç içe girmişti ki adeta bir yumruk gibi olmuştu. O araçtan sağ çıkmak mümkün değildi. Tendürek girişinde kontrol noktasında aramadan sonra jandarma, “İleride bir kaza olmuş yol tek şeride dönebilir, dikkatli olun!” deyince, biz de “Geride bir kaza olmuştu. Onu mu kastediyorsunuz?” dedik. “Yok, yok. Bu ayrı. O kazada dört kişi öldü. Bu ayrı bir kaza.” dedi. Evet, Tendürek çıkışında bir tır yan yatmış yolu trafiğe tamamen kapatmıştı. Belliydi ki şoför hız yapmıştı. Bugüne dek karşılaştığım kazaların çoğu hız ihlalinden kaynaklıydı.

       Bırakın şehirler arasındaki trafiği, şehir içinde bile trafiğe çıkıldığında insanın can güvenliği yoktur. Her an bir trafik kazası yaşayabilir, malından ya da canından olabilir. Ve bunların müsebbibi hem kendinin hem de başkasının canını hiçe sayarak trafik kuralları özellikle de hız ihlali yaparak sorumsuzca davrananlardır.

       Son zamanlarda sıkça karşılaştığım bir başka durum da ehliyetsiz araç kullanan ergenler. Ailelerin buna izin vermelerine açıkçası aklım şaşıyor. Birkaç gün önce öğle mesaisi için daireye giderken mahalle arasında 14-15 yaşlarında bir erkek çocuğunun altında son model bir araba, bu aracı hem hızlı sürüyor hem de araçtan öyle bir ses çıkarıyordu ki insanın bedenindeki tüm sinirler, mengenenin iki kıskacı arasında sıkıştırılıyormuş gibi insana rahatsızlık veriyordu. O arada orada bulunan yetmiş yetmiş beş yaşlarındaki bir adam gence, “Niye öyle yapıyorsun?” diye bir el hareketi yapınca, genç bir hışımla arabayı kaldırıma çıkararak geri dönüşünü alıp adama doğru geldi, adamı korkutmaya çalışarak tekrar dönüşünü alıp son süratle gitti. Adam, “Yaptıklarını görüyor musun?” dercesine bana baktı.

       Yaya, taşıt, yol ve çevre trafik kazalarına neden olan faktörlerdir ancak hepimizin bildiği gibi trafiğin en önemli unsuru insandır ve en çok da kazaya neden olan şoför hatalarıdır.

       Bu hataların başında hız sınırlarının ihlali, cep telefonu kullanımı, dikkatsizlik, alkollü araç kullanımı gelir. Ayrıca yayaların kurallara uymaması, eksik ya da hatalı trafik işaretleri ve araçların teknik yetersizlikleri de kazalara yol açabilmektedir.

       Kazalar, öyle maddi hasarla kalmıyor. Yaralanmalara, kalıcı sakatlıklara ve de ölüme neden olabiliyorlar. Bu da hem birey hem de ülke için bü yük bir kayıptır.

       Dünya genelinde bir halk sağlığı sorunu haline gelen trafik kazaları, ülkemizde de büyük bir sorun haline gelmiş ve her yıl binlerce kişinin yaralanmasına, ölümüne neden olmaktadır.

       Trafik kazalarının bilançosunu azaltacak, can güvenliğini artıracak önlemler alınmalı, bireyleri trafikte sorumlu davranışa yönlendirmek için trafik güvenliği konusunda, toplumun tüm kesimlerinde bilinç oluşturmak amacıyla eğitim verilmeli, etkin bir denetim yapılmalı ve caydırıcı cezai müeyyideler uygulanmalıdır.

       Trafik kurallarına uymak hem bireysel bir sorumluluk hem de toplumsal bir görevdir. Her bireyin dikkatli ve bilinçli hareket etmesi, bir kazanın önlenmesidir. Sağlığımız ve güvenliğimiz için trafik kurallarına uyalım, uymayanları uyaralım.

      Trafikte tahrik edici el kol hareketleri yapmamak, küfretmemek, sabırlı olmak bir edeptir. Edep de bir erdemliktir.  

       “Küçük olaylar karşısında sabırlı olmazsan, büyük planları gerçekleştiremezsin.”  Çin Atasözü

       Hiçbir şey canımızdan daha önemli değil. Bu yüzden trafikte acele etmemeli, sabırlı olmalıyız.

       Tekrarla: Lütfen, trafikte sabırlı olalım, hız ihlali yapmayalım, sorumluluk bilinciyle davranalım!

       Kalın sağlıkla.