KÜRESEL İYİLİĞİ KUŞANMAK

İki yol vardır: İfsad ve ıslah. Dünyamıza fesat tohumunu ekerek, küresel kaosa sebep olan ifsad hareketine karşı, iyiliği kuşanarak ifsadı ıslaha dönüştürmeyi amaçlayan ıslah hareketine ihtiyaç vardır.

Bireysel ifsada karşı bireysel ıslah, küresel ifsada karşı evrensel ve küresel ıslahı kuşanmak gerekmektedir.

İnsanlığın acısına duyarsız kalan, kalpleri katılaşmış, beyinleri şartlanmış, vicdanları körelmiş, ruhları taşlaşmış kötülere ve kötülüğe karşı; iyiliği, güzelliği, erdemi bir yaşam tarzı haline getiren iyilik erlerine çokça ihtiyaç vardır.

Kötülüğün egemenliğine karşı onurlu bir duruş sergilemek, küresel ifsada karşı, insanlığın fıtratına ayarlı evrensel ve insani sorumluluklarımızı yerine getirmek gerekmektedir. “Siz insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız.” (Al-i İmran,110) kutlu sözün gereği olarak, kötülüğe karşı iyiliği kuşanmanın ve bu alanda çalışmanın, gayret sarfetmenin gerekliliği ortadadır.

Ruhu ıskalayan, kutsal değerleri yok sayan; maddeye, toprağa, maddi olana takılı kalan, fiziksel verileri esas alarak hayatını inşa eden, öteler ötesini (Ebedi alemi) yok sayan, seküler düşünceyi bir kurtuluş reçetesi olarak kabul eden bu parçacı yaklaşım, insanı ikna etmekten ve tatmin etmekten uzaktır. Zira Seküler düşünce, bir dünyalıdır. İçinde yaşadığı bu dünyayı esas alır. Öte dünyayı, ebedi hayatı yok sayar. Oysa insanın yaratılışı, iki dünyaya ayarlıdır. Ebedi hayatı yok saymak, reddetmek, hakikati reddetmektir. Bu anlayış, yaratılış yasasına (Fıtrata) aykırıdır. Müslüman, iki dünyalıdır. Yaşadığı bu   dünya geçici bir hayat olup, öteler ötesi hayat ise kalıcı ve ebedidir. Bu kalıcı ve ebedi hayatı kazanmanın yolu da bu dünyada iyilik eksenli onurlu, erdemli, şahsiyetli, karakterli ve toluma olumlu yönde rol model olabilecek bütüncül bir hayatı inşa etmekten geçer. Madde ve manayı bütüncül bir yaklaşımla ele alıp kavramayan Seküler parçacı yaklaşımlar, insanlığın problemlerini çözmekten uzaktır. Zira parçacı yaklaşımlar, hakikati parçalar. Parçalanan hakikat, hakikat olmaktan çıkar.

Hakikati parçalayan, öteler ötesini-ebedi hayatı yok sayan, dünyevileşmeyi esas alan sekülerleşme, insanı özne olmaktan çıkarıp nesneleştirir. Nesneleşen insan, Bağışıklık sistemi çöken bir insanın her türlü mikroba karşı savunmasız kaldığı gibi, sömürülmeye hazır, hiçbir direnç gücü kalmayan bir ruh haline dönüşür.

Ramazan Kayan, “Bizler, tevhid ile arınmadan, takva ile donanmadan ne Hakk’ın temsilcisi ne de hakikatin tebliğcisi olabiliriz…İç dünyasında bir temizlik hareketi gerçekleştirmeyenler, dış dünyada sürdürecekleri iyilik projelerine karşılık bulamayacaklardır. Islah hareketi ancak Salihler eliyle sürdürülebilir. Yüksek vizyon, güzel imaj, güçlü karizma, üstün kariyer, büyük kapital sahibi de olabiliriz…Şayet iç dünyamızda bir zenginlik ve derinlik yoksa ruhi dayanaklarımız sağlam değilse deruni dinamiklerimiz güçlü değilse ne dayanabiliriz ne de direnebiliriz.

Önemli olan İslami kalitemizdir…insani damarımızdır…

Vahiyle arınan temiz ellere, Allah yeryüzünü mutlaka bir gün tevdi edecektir.” diyerek iyilik erlerinin görev ve sorumluluklarını hatırlatırken, geleceği muştulamaktadır.

“Ben” merkezci bir anlayışla sadece kendisini önceleyen egoist, bencil, tepeden bakmacı anlayışa karşı, “Biz” merkezci bir anlayışla herkesi kucaklayan, başkası için yaşama erdemini kuşanan, yeryüzünü iyilikle donatmayı görev bilen, her türlü ifsada karşı “ıslah” misyonunu kuşanan iyilik hareketinin fedakâr erlerine her zamandakinden daha çok ihtiyaç vardır. Zira dünyanın her tarafındaki mazlumlar, mağdurlar ve masumlar bu güzel insanları beklemektedir.

İyilik sakası olan bu Salih insanlar; dünyanın atan nabzı ve merhamet pınarlarıdır. Mazlumlar, masumlar ve mahrumlar bu pınarlardan doya-doya yararlanmalı ve dünyanın atan nabzı rahat bir nefes almalı.

İyilik erleri; içiyle, dışıyla ve doğayla barışık insanlardır. Bu erlerde analitik düşünce, stratejik derinlik, adanmışlık ruh ve fedakârlık bilinci vardır. Bu erdemli hasletler, insanlığı ayağa kaldıracak ve anlamlı bir hayatı sunacak kapasitede temel kriterlerdir.

Yeryüzünü talan eden, sömürgeci küresel ifsada karşı küresel ıslah misyonunu kuşanarak; donanımlı, aktif ve etkin olmalıyız. Pasif izleyici olmak bize yakışmaz.

“Kuşkusuz iyiliğin coğrafyası yoktur ve iyi insanlar her yerdedir. Kötülük de fırsatını bulduğu her yerde başını kaldırır.” Tabiat, boşluk kaldırmaz. Kötülüğe fırsat vermemek gerekir, fırsatını buldu mu boşluğu hemen doldurur.

Neslin ıslahı, arzın imarı, varlık dünyasının ihyası bizim sorumluluğumuzdadır. Bu sorumluluğumuzun farkında olmamız gerekmektedir. “Farkın farkına varmak, insana has bir meziyettir.” Bu meziyeti kuşanmak ve bu bilinçle hayatını inşa etmek, insan olmanın ve insan kalmanın gereğidir.