?>

GEÇMİŞİN YÜKLERİNDEN KURTULMAYA NE DERSİN?

Psikolojik Danışman Muhammed Arslan

23 saat önce

Hemen hemen herkesin yaşamının bir bölümünde aldığı kararlar neticesinde memnun olduğu, bazen de bu karalar sonucunda pişmanlık duyduğu olmuştur. Bazen en iyisini yapmaya çalışırken bir an da kendini hiç olmayacak olayların ve durumların tam ortasında bulabilirsin. Her şeyi doğru yapsan bile sonuç senin arzuladığın gibi olmayabilir. Çünkü bazen sonuç süreçten bağımsız ilerler. Senin dışındaki etkenler işlerin senin çizdiğin perspektif doğrultusunda hareket etmesinin önüne geçebilir. Bu gibi durumlarda kendini acımasızca eleştirmen, durumu facialaştırman, kendi potansiyelini hiçe sayman kendine yapacağın en büyük haksızlık olacaktır. Unutma kendine saygısı olmayana bir başkası da saygı göstermez.
Hayatta kimse mükemmel değildir. Herkesin başarılı ve başarısız olduğu alanlar olacaktır. Geçmişe takılıp kalmak, dikiz aynasına bakarak araç kullanmaya benzer. Bu durumda da yol kazaları kaçınılmazdır. Hatalarımızı kabul edip bununla yüzleşmek geçmişin yüklerinden kurtulmak için ilk ve en önemli adımdır. Zira kabul etmediğin bir şeyle savaşamazsın. Eğer hala sana acı veriyorsa geçmiş, henüz geçmemiştir! Çünkü güçlü görünmek adına bastırdığın, görmezden gelmeye çalıştığın o duygu ve düşünceler senin sırtında yük, ayaklarında ise bir bağ olacaktır. Bu bağlamda olumsuz duygu ve durumların da yaşanabileceğini kabul etmek, bununla yüzleşmek yaşamının geride kalanında daha sağlam adımlar atman adına önemli olacaktır.
Her olumlu ya da olumsuz deneyim sana bir şeyler katacaktır. Başına gelen en olumsuz olayda bile sana ders olacak ve bir daha aynı hatayı yapmaman için gereken farkındalığı kazanacaksın. Hayat sana hiçbir zaman gül bahçesi vaat etmedi. Zaman zaman zorluklar ve yokuşlar da olacak. Zorlanacaksın, hayal kırıklığı yaşayacaksın, “bu benim başıma neden geldi” diye hem kendini hem de çevreni suçlayacaksın. Unutma bu zorlukları yaşayan ilk sen değilsin ve son da olmayacaksın. Seni yıkmayan darbeler, seni daha da güçlendirecektir. O yüzden hem kendine karşı hem de çevrene karşı affedici olman zihnindeki yükleri hafifletecek, yüreğindeki yaraları sarmana yardım edecektir.
Sürekli geçmişte yaşamak, seni kaygılı, korkulu ve gerilimli bir birey haline getirecektir. Tıpkı karanlık bir tünelde sürekli geriye bakmak gibi. Hâlbuki kafayı kaldırıp önüne baktığında karanlığı yaran tünelin ucundaki o müthiş aydınlığı fark edebileceksin. Unutma her zaman hayatında bir kurtarıcı olmayacaktır. Sürekli başkalarına dayanarak ve onlara yaranmaya çalışarak kaliteli ve özgüvenli bir hayat süremezsin. Çünkü yaranmaya çalıştıkça yara alırsın. Günün sonunda ise o yaralarına sessiz sessiz tuz basmak zorunda kalırsın. Bu da seni kendi hikâyenin figüranı yapabilir. Fazlaca yaptığın fedakârlıklar bir süre sonra görevin haline gelmeye başlayacaktır. Burada dengeyi sağlaman, sınırlarını çizmen çok önemli olacak ve hayal kırıklığı yaşamanı da engelleyecektir.
Sürekli olarak araçlara bağlanmak seni yeterince mutlu etmeyecek ve yaşam enerjinin kısa sürede bitmesine neden olabilecektir. Bunun yerine amaçlara odaklanmak, kendine kısa vadeli ve uzun vadeli amaçlar ve hedefler koymak seni içinde bulunduğun ana odaklayacak ve geçmişin karanlığına gömülmekten alıkoyacaktır. Unutulmamalıdır ki bir insan kendi kişisel gelişimi ile ne kadar az uğraşırsa, çevresiyle o kadar fazla ilgilenir. Geçmişin pişmanlıkları ve eyvahları ile yüzleşip, bunlardan ders çıkararak hem şu ana hem de geleceğe daha sağlıklı ve sağduyulu şekilde yön vermen dileğiyle…
 
YAZARIN DİĞER YAZILARI