?>

KENDİNE HAKSIZLIK ETME!

Muhammed Arslan

11 saat önce

KENDİNE, ÇOK SEVDİĞİN BİR ARKADAŞINA DAVRANDIĞIN GİBİ DAVRAN!

Gündelik yaşam içerisinde kişi; çevresindeki arkadaşlarına, dostlarına ve yakınlarına gösterdiği hassasiyet ve özeni çoğu zaman kendine gösterememektedir. Dış dünyaya karşı olabildiğince cömert ve tahammül üstü davranırken kendi özüne karşı öylesine acımasız davranır ki şaşırıp kalmamak elde değildir. Özşefkat dediğimiz bu olay, aslında kişinin kendine duyduğu saygının da ta kendisidir. Kendini ihmal eden, duygularını önemsemeyen, ne hissettiğine asla kulak vermeyen bir kişinin yaşamdaki tek gayesi çevresindekileri mutlu edebilmektedir. Onaylanmak, takdir edilmek için kendinden tavizler vermeye hazırdır bu kişiler. Her zaman fedakârlık yaparlar, alttan alırlar, kimse üzülmesin, kırılmasın diye en çok da kendileri üzülürler. Bu kişiler kendini feda ederken, çevresindekiler bundan kâr elde ederler. Hatta bu kişiler istenmeden o kadar çok fedakârlık yapmıştır ki yaptığı bu fedakârlıklar artık onların görevi haline gelmiştir.
Aklımızın ve kalbimizin bir yerinde, çoğu zaman çocukluk deneyimlerimizle, toplumsal beklentilerle ve mükemmeliyetçi kültürle beslenmiş, amansız bir içsel eleştirmen yaşar.  Başarısızlık anlarında, hayal kırıklıklarında ya da basit bir hatada ilk devreye giren bu ses, dışarıdan gelen en sert yargılamadan bile daha yıkıcı ve yaralayıcı olabilir: “Yine başaramadın!” "Asla yeterince iyi değilsin," "Bunu da beceremeyeceksin." Bu sesler çoğu zaman öylesine güçlü ve baskın hissedilir ki kişi mevcut durumunu facialaştırma eğilimine girer, hayattaki tüm başarılarını bir kenara atar, kendini dünyanın en başarısız insanı ilan eder. Yakın bir arkadaşı herhangi bir başarısızlık ya da hayal kırıklığı yaşadığında arkadaşına moral-motivasyon aşılayan, bunun insani bir durum olduğunu ortaya koyan birey söz konusu kendisi olduğunda mükemmeliyetçi yanı devreye girer ve kendisine hata yapma alanı tanımaz, başarısızlığa asla tahammül edemez hatta kendine yönelik acımasız eleştirilerini bir bir sıralar.
Kişi iç dünyasına kulak verip, psikolojik olarak derinleştiğinde fark eder ki, kendisine karşı sert olmanın altında yatan motivasyon yetersizlikleri hep gündemde tutarak mücadele azmini artırmasıdır. Kendisini eleştirerek daha iyi olacağını, onu kırbaçlayan sesin kişiyi motive edeceğine inanır. Oysa araştırmalar bize, bunu tam tersini göstermektedir: Öz şefkat yani kişinin kendine karşı anlayışlı ve merhametli olması motivasyonu düşürmek yerine, duygusal dayanıklılığı, öğrenme isteğini ve sürdürülebilir gelişimi artırır. Kendine şefkatle yaklaşan kişi, hatasını bir utanç kaynağı değil, öğrenilmesi gereken bir bilgi olarak görür. Bu bireyi bir sonraki deneyimi için daha güçlü ve donanımlı kılmaktadır.
İç dünyanda sürekli konuşan ve seni eleştiren sesleri sustuğu yerde, kendini kabullenme ve kendine karşı anlayış başlayacaktır. Kendine bir dost gözüyle baktığında, eksiklerin ve kusurların eskisi gibi göze batmayacak, aksine seni benzersiz ve insani kılan parçaların olacaktır. Sen başarılarınla ve dezavantajlı yanlarınla bir bütünsün aslında. Bu, kendini temize çıkarmak veya sorumluluktan kaçmak değildir. Bu, duyguların yoğunlaşıp üzerine yürüdüğü acı çektiğin anlarda kendini cezalandırmak yerine, iyileşmek ve büyümek için ihtiyacın olan güvenli limanı, kendi içinde inşa etmektir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI