?>

KAYBETTİĞİN YAŞAMA SEVİNCİNİ, TEKRAR NASIL KAZABİLİRSİN?

Muhammed Arslan

4 gün önce

Değerli Okurum;
Önceki yazımımızda “kaybolan yaşama sevincinden” bahsetmiştik. Bu hafta ise kaybolan yaşama sevincini tekrar geri kazanmak için neler yapılabilir, hangi adımlar atılmalıdır, bu manada işlevsel reçeteler sunarak daha iyi hissetmenize yardımcı olacağım.
            Birçok kişi yaşama sevincini kaybetme durumunu, depresyon ile karıştırabilmektedir. Depresyon daha yoğun, daha derin ve daha karamsar bir çökkünlük sürecini ifade ederken, yaşama sevincini kaybetme durumu genellikle geçici bir ruh halini ortaya koymaktadır. Bu durumu depresyonun öncü belirtilerinden birisi olarak görmek yanlış olmayacaktır. Yaşama sevincini kaybetme durumu, sadece üzgün olmak değil, eskiden zevk alınan, keyifle yapılan şeylerden artık keyif alamama halidir. Bu sevinci ve haz duygusunu geri kazanmak, psikolojik temelleri anlayıp ona göre hareket etmeyi gerektiren, bilinçli bir süreçtir.
            Bir işe başlarken, bir eyleme odaklanırken küçük adımlar kuralına uygun hareket etmek önemli olacaktır. Unutulmalıdır ki bir her zaman sıfırdan büyüktür. Ulaşılabilir hedefler koymak, mevcut başarılarla mutlu olmak, başarma hissiyatını yeniden tatmak önemli bir motivasyon kaynağı olacaktır. Küçük dozlarda ve düzenli olarak rutin oluşturmak önemlidir. İlk aşamada haz duymak değil, eylemi gerçekleştirmek ve bu etkinlikleri düzene oturmak elzemdir.
            Günlük yaşamda çevrendeki kişilere anlayışlı olduğun kadar, onlara sabır ve tahammül gösterdiğin kadar çoğu zaman kendine bu kadar tahammül edemiyor olabilirsin. Kendini acımasızca ve hoyratça eleştirip, başardığın şeyleri görmezden gelebiliyorsun. Bu bağlamda sürekli kendini mükemmel olmaya, her şeyi kontrol altında tutmaya zorluyorsun. Bu durum seni psikolojik manada çok yoracak, en ufak bir hatada kendini acımasızca suçlamana neden olacak ve birçok başarılı adımını görmezden gelmene sebebiyet verecektir.
            İster çocuk olsun isterse yetişkin, tüm insanlar gerçekleştirdikleri bir eylem sonucunda ödül beklentisi içerisine girebilmektedirler. Bu durum onaylanmak ve takdir edilmekle de ilişkilidir. Pekiştireçler dışarıdan gelebileceği ile içsel motivasyon ile sağlanan pekiştirecekler davranışın sürekliliği açısından daha önemlidir. Başarılı olunan her eylemden sonra ufak ödüllendirmeler beyin tarafından büyük bir coşkuyla karşılanır ve bir sonraki motivasyon için gerekli gücü ve enerjiyi meydana getirir.
            Genelde gücü ve etkisi önemsenmeyen ancak kişinin yaşamında düzen oluşturma anlamında en işlevsel olan şeylerden biri de yapılacak eylemleri ve görevleri not etmektir. Zira söz uçar ama yazı kaldır. Zihin somut olarak ortaya konan şeylere daha fazla önem atfeder. Bu yüzden ufak bir not defteri üzerinden günlük görevler, yapılma düzeyleri ve sonuçlar eklenerek, o günkü performansını daha net olarak görebilir, zayıf ve güçlü yanlarını daha işlevsel ve akılcı biçimde yönetebilirsin.
            Genellemelerden ve facialaştırma söylemlerinden kaçınman, mevcut durumu ve gerçek performansını görmen açısından oldukça önemli olacaktır. Ya hep ya hiç anlayışı, ya siyah ya beyazdır düşüncesi duygularını manipüle eder ve düşünce dünyanın sağlıklı işleyişini sekteye uğratır. Bu bağlamda uçlarda yaşamaktan mümkün olduğunca kaçınılmalı, keskin ifadelerden ve düşüncelerden uzaklaşılmalı, hayatında alternatiflere de yer verebilmelisin.
            Genelde negatiflere odaklanman, sürekli olumsuzu çağırman bir süre sonra bunların başına geliyor olmasına neden olmaktadır. Çünkü insan beyni neye inanırsa ona dönüşmektedir. Bu bağlamda olumlu düşünceleri çoğaltmak, olumlu düşünce yapısına sahip kişilerle zaman geçirmek önemli olacaktır. Zira duygular ve düşünceler bulaşıcıdır, insandan insana çok kolay geçebilmektedir.
            Son olarak da iyilik yapmak da hem insanı zihinsel süreçlerine hem de gönül dünyasına çok iyi gelen bir eylemdir. Bu durum hem işe yarıyor olmanın verdiği manevi bir hazdır hem de karşılıksız olarak birine bir yardımda bulunmanın insan ruhuna kattığı, tarifi mümkün olmayan bir doyumdur. Bu aynı zamanda kişinin sahip olduğu şeyleri de gözden geçirmesine vesile olmakta ve şikâyetlendiği pek çok şeyin aslında bir başkasının hayalini süslediğini de düşünmesine de fırsat vermektedir.
 
YAZARIN DİĞER YAZILARI