Şu an ezan Muhammed'i okunurken sabaha karşı bu yazıyı yazıyorum. Hayırlı işlere “Bismillah” diyerek başlıyoruz. Biz de şimdi “bismillah” diyoruz. Esasında “bismillah” diyerek başlamak yetmez. “Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim” diyerek ve şeytanı ikiye yarıp çatır çatır çatlatarak güzel sözlere ve hayırlı işlere başlamak gerekir. Yani uzun ve tam şekilde dua etmeliyiz. Zaten bu şekildeki başlayış bir duadır.
Ben de şimdi “Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim” diyerek, melun, düşman, alçak ve pislik şeytanı çatır çatır çatlatarak, onu ikiye değil binbir parçaya ayırıp yazıma başlıyorum.
Bu yazıda bir de şöyle seslenerek yazıma başlıyorum. “Euzubillahimineşşeytanirracim ve minelalraasimaliatelmelun Bismillahirrahmanirrahim.” Bu seslenişimin manasını anlayamamış olabilirsiniz.
Bilmiyorum Arapçasını doğru yazdım mı? Yani Türkçesi şöyle söylüyorum: “Taşlanmış şeytanın ve lanetlenmiş kapitalizmin şerrinden Allah'a sığınırım.” İşte bu kadar. Yüce Rabbim (cc) hepimizi şeytandan ve kapitalizminden muhafaza buyursun ve korusun. Amin.
Yüce Rabbim'ize (cc) Bismillahirrahmanirrahim'den önce Euzu billahi diyerek “sana sığındım” diyerek sesleniyoruz. “Sana sığındım” diyen bir kişi, kimden kaçarak sığındığını da açıklamalıdır. Euzu besmele çekerken biz Mü'minler bunu hemen açıklıyoruz. “Taşlanmış şeytandan Allah'a sığındım” “Mineşşeytanirracim” diyoruz. Kimden kime sığınıyoruz? Şeytandan, Allah’a sığınıyoruz. O Allah ki (cc) hem Rahman ve hem de Rahim’dir.
“Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim”. En muhteşem ve en muazzam bir söz ve sözden önce duadır. Ben bu mutad ve mübarek söze bir ilave yaparak “Euzubillahimineşşeytanirracim ve minelalraasimaliatelmelun Bismillahirrahmanirrahim” diyorum.
Yani hem taşlanmış ve hem lanetlenmiş şeytandan ve kapitalizmden Allah'a sığınıyorum. Niye bu duayı böyle bu hale getirdim? Mutad ve mübarek duaya neden bir ilave yaptım?
Çünkü zor zamanda, yani kapitalizm denilen ve tüm Dünya'yı istila eden bir “şeytani sistemde” yaşıyoruz. (Şiddet, cinayet, intiharlar, mutsuzluk, umutsuzluk, sömürü, haksızlık, adaletsizlik, dalalet, sapkınlık ve tüm kirli, pis ve kötü işler varsa hepsinin sebebi kapitalizmdir.)
Bu şeytani sisteme dikkat çekmek için, “Euzubillahimineşşeytanirracim ve minelalraasimaliatelmelun Bismillahirrahmanirrahim” diye sesleniyorum.
Esasında seslenmekten öte bu bir dua ve sığınmadır. Bu bir korunma talebidir. Evet, biz böyle bir korumayı isteriz Allah'tan. Çok mühim bir dua bu. Ve şeytandan ve kapitalizmden Allah'a sığınırız ve böylece kendimizi korunaklı hissederiz.
Tüm Müslümanların bildiği bir husustur ki, gerçekten de tehlikeden, fitneden, fesattan insanı uçuruma düşürecek her türlü tuzaktan Biz Allah'a sığınmalıyız. Şeytan da zaten insana vesveseler verir. İnsana yanlış işleri doğru gibi göstererek ona adeta “sağdan” yaklaşarak hata ve kusur işlemesini istiyor.
Sağdan yaklaşmak nedir? Şeytan, hile ile yaptırdığı işlerin hepsini hoş gösteriyor. Ama sonuçta o yapılan işler maalesef iyi işler değil kötü işler. (Her dolandırıcı ve her sahtekâr ben sahtekârım ve dolandırıcıyım demez, sağdan yaklaşır ve öylece kandırır. Şeytan gibi.)
Allah bizleri şeytanın, şerrinden fitnesinden. fesadından, tuzağından korusun. Allah bizleri şeytanın şerrinden, fitnesinden, tuzağından koruduğu gibi kapitalizmin de şerrinden, fitnesinden tuzağından korusun.
Kapitalizm demek esasında şeytani bir sistem demektir. Yani bir Müslüman nasıl Allah'a sığınıyorsa şeytanın fitnesinden, tuzağından tehlikesinden ve aldatmasından, aynı bunun gibi, kapitalizmden de Allah'a sığınmalıdır.
Kapitalizm şeytandır, şeytan kapitalizmdir. Yani şu anda içinde bulunduğumuz sistemin “şeytandan farkı yok.” Bir insan kapitalist sisteme inanıyorsa şeytana inanıyordur. (Burada şunu hassaten belirteyim, “kapitalist sistemde yaşamak ayrıdır, o siteme inanmak ve iman etmek ayrıdır.” Tağuta inanmak ayrıdır, Tağut’un hâkim olduğu yerde yaşamak ayrıdır. Tağutt’an nefret edersiniz ve onun sisteminde mecburen yaşayabilirsiniz. Kapitalizm de bir Tağut’tur. Ancak sorun Tağut’a inanmak ve iman etmektedir sorun.)
Birkaç yerde son iki üç aydır söyleşi, seminer, konferans ve sohbet yapıyoruz. Sohbetlerimiz dönüp dolaşıp faiz, borsa ve döviz gibi 3 tane kapitalizmin tuzağına geliyor. İnsanlar, şeytanın bu üç tuzağına kaptırmış gidiyor kendini. Kapitalizm insanları bu üç tane şeytan tuzağında boğuyor.
Faiz, borsa ve döviz, şu andaki tüm insanların çektiği için sıkıntıların, dertlerin ve musibetlerin sebebidir. Burada da hassaten şunu belirtmek istiyorum. Bir insan, Müslümanım diyorsa ve ardından da “ne yapalım düzen böyle, faiz, borsa ve döviz gereklidir. Ben bunlar olmadan bir ekonomik düzen olacağına inanmıyorum, ben kapitalizm düzenine inanıyorum derse, imanı tehlikeye girer. “Faiz de ticaret gibi derse zaten kafir olur.” Ve o iman ve düşünce içinde ölürse, kıyamet günü şeytanın çarptığı gibi diriltilir.
Yani bir insan faizi, dövizi ve borsayı bir inanç gibi görüyorsa, bunlara inanıyorsa ve onların mutlak gerekli olduğunu savunuyorsa, maazallah küfre düşebilir.
Bir şeye inanmak ayrı o işi yapmak ayrıdır. Mesela bir kişi, “içki kötü ve haramdır dese, ancak alışkanlıktan dolayı içki içse, ayrıdır. O kişi içki kötü değildir, haram da değildir diyerek içse ayrıdır. Birincisinde Müslüman olarak kalır, ikincisinde dinden çıkar ve kafir olur.” Bunun gibi bir kişi, “kapitalizm ve faiz kötüdür, faiz haramdır dese, ancak mecburen o sistemdeki kurallara uysa ayrıdır. Ancak kapitalizm ve faiz iyidir, faiz haram da değildir dese, durum farklıdır. Birincisinde Müslüman olarak kalır, ikincisinde dinden çıkar ve kafir olur.”
Allah (cc) faizi yasaklıyor ve haram kılıyor. İşte o ayet-i kerime: “Faiz yiyenler, kıyamet günü kabirlerinden, başka türlü değil, ancak şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkacaklardır. Bunun sebebi, “Alış-veriş de tıpkı faiz gibidir” demeleridir. Halbuki Allah, alış-verişi helâl, faizi haram kılmıştır. Her kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizcilikten vazgeçerse, önceden aldıkları kendisine aittir. Artık onun hakkındaki kararı Allah verecektir. Kim de yeniden faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemin yoldaşlarıdır ve orada ebedî kalacaklardır.” (Bakara Suresi, 275)
Esasında haram ve yasak olan yalnız faiz değil, israf da haramdır, tüketim çılgınlığı da haramdır, sermayenin tekelleşmesi de haramdır, malların ve servetin yalnız zenginlerin elinde toplanması da haramdır. Yani kapitalizmde serbest olan ve teşvik edilen, tüketim çılgınlığı, israf, faiz, haksız ve dengesiz zenginleşme (faiz, borsa ve döviz haksız ve dengesiz zenginleşme araçlarıdır) ile sermayenin tekelleşmesi, haramdır ve yasaktır. Ve bütün bunlar şeytanın birer oyunu ve aldatmacasıdır. Şeytan ile kapitalizm eşittir. Her ikisi de lanetlidir ve taşlanmıştır.
Bu son paragrafta belirtiğim hususlar dahi “Euzubillahimineşşeytanirracim ve minelalraasimaliatelmelun Bismillahirrahmanirrahim” diye dua etmemiz için yeterlidir.
Vesselam.