Hayat, dünyaya gelişimizle başlayan, göç edip gitmemizle biten bir yolculuktur.
Hayatımızın her döneminde tercihler yapmak zorunda kalıyoruz ve yaptığımız bu tercihler yaşamımıza şekil veriyor.
İbn Haldun’un dediği gibi coğrafya kaderdir; aile, coğrafya veya dönem seçmek elimizde değil fakat daha sağlıklı daha varlıklı ve bilgili olmak elimizdedir. Çünkü aklımız düşüncelerimize hükmedebilmektedir.
Madem ki yaşantımıza dair kararlar verebilme yetisine sahibiz, o hâlde bilinçli tercihler yapabilmek için kendimizi her yönüyle geliştirmeliyiz. Çünkü sağlıklı kararlar, sağlıklı bir yaşamın temelidir.
Amerikalı yazar John Barth, ”Herkes kaçınılmaz olarak kendi hayat hikâyesinin kahramanıdır.” der. İyi kahramanlar bilinçli kararlar verenlerdir.
Bir grup arkadaşla bir araya gelip kader, şans ve nasip gibi kavramlarla ilgili koyu bir muhabbete dalmıştık. Lise yıllarından bir arkadaşımız, “Arkadaşlar, kişi kaderini büyük ölçüde kendi elleriyle yazar. Hangi mesleği seçeceğimiz, kiminle evleneceğimiz, kimlerle vakit geçireceğimiz, hangi değerlere inanacağımız gibi kararları bizler veriyoruz. Bu tercihler yaşamımıza yön veriyor. Kısacası kişi tercihlerini yaşıyor. Liseden sonra sizler ekonomik özgürlüğünüzü kazanmak için çırpınırken ailemin yapacağım evliliğe karşı çıkmasına rağmen ben düğün telaşındaydım. Evlendim, dört çocuğum oldu. Eşimle sorunlar yaşamaya başladık, herhangi bir gelirim olmadığı için ayrılamıyordum ama ayrılmayı da çok istiyordum ve derken sonunda ayrıldım.
Bu kader değil bu benim kendi tercihimdi. Ailem karşı çıktığında ben bu evlilikten vazgeçmiş olsaydım, sizler gibi işe girmek için çabalamayı tercih etseydim bugün ben de sizler gibi çalışıyor olacaktım hem de kimseye muhtaç olmadan. ‘Dünya bir sahne, bizler de bu sahnede kendisine verilen rolü oynayan oyuncularız.’ demiş W. Shakespeare.
Yanlış bir tercih yaptım, iyi bir oyuncu olamadım, hayat hikayem daha iyi olabilirdi.” dedi.
Yaşam şeklini kader değil tercihlerimiz belirliyor. Kur’ân-ı Kerim’de (İsra 13) “Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık.” diye geçiyor fakat maalesef tercih ve sorumluluktan kaçan kişiler yazgının arkasına sığınarak, “Nasip böyleydi... kader işte... olacağı vardı...” deyip kendilerini rahatlatmaya çalışırlar.
Her şeyi “kader, kısmet, nasip” diyerek geçiştirmek doğru değildir. Bu sorumluluktan kaçmaktır. Ünlü Yazar Zülfü Livaneli’nin de dediği gibi ‘bahçemizi güzelleştirmek elimizdedir.’
Hayatı yaşanabilir kılan da eziyete dönüştüren de kişinin kendi seçimleridir. Her kararı düşünerek almalıyız, geleceğimizi bilinçli bir şekilde şekillendirmek için gayret etmeliyiz. Unutmayalım kişi kendi yaşamının mimarıdır.
Olur da yanlış bir tercih yaptık, o yanlışımızda takılı kalıp geleceğimizi tüketmeden, ondan bir ders çıkarıp en az zararla işin içinden çıkmanın yollarını aramalıyız.
Bir defaya mahsus bizlere bahşedilen hayatımızı iyi yaşamak için sağlıklı tercihler yapmalıyız. Bunun için de okumak... okumak... illa okumak.
Hayatınızın her aşamasında sağlıklı kararlar vermeniz dileğiyle, kalın güzellikle.