Uçak havalanırken içimizde tek bir his vardı: İnanç. Bu yolculuk sadece bir galibiyet için değil, o kupayı Batman’a, bu halkın yüreğine taşımak içindi. Herkes tek yürek, aynı sözü söylüyordu: “Petrol, bu sene o sene!”
İşte oradaydım. Kırmızı-beyaz kalabalığın içinde. Binlerce kişiyle aynı duyguyu taşıyorduk. Hava karanlıktı ama içimizde kocaman bir umut yanıyordu.
Stadyumun kapısından adım attığımız an başka bir dünyaya geçtik sanki. Tribünler bayram yeri gibi. Binlerce Batmanlı aynı hayalin peşinde, omuz omuzaydık. Dualar fısıldandı, marşlar söylendi, kalpler tek bir yöne kilitlendi. Hepimiz oradaydık: geçmişimizin hayali, geleceğimizin umudu için.
Maç başladı.
İlk yarıda temkinli başlayan Petrolspor, ikinci yarıyla birlikte oyunun kontrolünü daha fazla eline aldı. Her pas, her atak, umutlarımızı biraz daha yeşertti. Ama ne yazık ki o top, bir türlü ağlarla buluşmadı.
Ve sonunda penaltılar...
Anlatması zor anlar yaşadık. Yanımda oturan bir adam hem dua ediyor hem ağlıyordu. Tribün sessiz, yürekler kıpırtısızdı. Penaltılar başladığında gözler sahadaydı ama kalpler göğe çevrilmişti. Vanspor beşte beş yaptı. Bizim son umudumuz direkten değil, yüreklerin tam ortasından geçti. O an sadece bir maç değil, koca bir şehir çöktü sanki.
Maç bitti ve o an stadyumdan çıkmak istemedim. Bir yerlerde bir yanlışlık olmalıydı, biri çıkıp "şaka yaptık" demeliydi ama olmadı. Yağmur yağıyordu. Belki gökyüzü de bizimle ağlıyordu.
Batman’a dönerken herkes suskundu. Otobüslerde ağıt değil ama sessizlik vardı. Sanki herkes birini kaybetmiş gibi. Bu sadece bir futbol maçı değildi. Bu, yılların biriktirdiği özlemdi. Bir mahallenin, bir kentin, bir çocuğun gözyaşıydı.
Ama şunu söylemeliyim: Petrolspor o gece sadece bir takımdan ibaret değildi. On binlerce insanın kalbiyle birleşmiş bir mücadeleydi. Kazanamadık belki ama kaybetmedik. Çünkü bu halk, o kırmızı-beyaz forma için ne gözyaşını ne duasını esirgemedi.
Ve şunu da unutmamak gerek: Eğer bu takım bugünlere geldiyse, eğer her maçta o stadyum doluyorsa, bunda en büyük pay sahiplerinden biri şüphesiz ki Nasıroğlu ailesidir. Sayın Muzaffer Nasıroğlu’nun ve milletvekilimiz Ferhat Nasıroğlu’nun bu kulübe verdiği destek, Batman halkının gözünde kıymetlidir. Onlara teşekkür borçluyuz. Çünkü onlar sadece destek vermedi, bir hayale omuz verdi.
Kimi zaman futbolda kader, penaltı noktasında yazılır.
Penaltılar şans işidir derler. Evet, bazen en iyi oynayan değil, şansı olan kazanır. O gece biz iyi oynadık ama kupayı alamadık. Fakat o kupadan daha büyük bir şeyi kazandık: Kenetlenmiş bir şehir, bitmeyen bir sevda ve daha büyük hedeflere inanan bir yürek.
Şimdi yapılacak tek şey var: Başımız dik, yüreğimiz sağlam yeniden yola koyulmak. Çünkü Petrol, bu kentin kalbidir, umududur.