Siyasette bazı isimler vardır, çok konuşur. Her yere yetişir, her kürsüde görünür ama geride somut bir şey bırakmaz. Bazıları da vardır, sesi fazla çıkmaz ama şehirde izi kalır. Ferhat Nasıroğlu’nu ben ikinci gruba koyuyorum.
Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu, alıştığımız siyasetçi profilinin biraz dışında. Sert cümleler kurmayı, büyük laflar etmeyi seven bir mizacı yok. Zaten mizacı da buna çok yatkın değil. Daha çok dinleyen, not alan, sonra da “bunu nasıl çözeriz” diye düşünen bir hali var.
En dikkat çeken yönlerinden biri, Batman’dan kopmaması. Ankara’da olup bitenlerle sınırlı bir vekillik anlayışı yok. Sık sık Batman’da. Esnafla, sanayiciyle, gençlerle, vatandaşla temas halinde. Sorun dinlemekle yetinmeyip çözüm tarafında kalmaya çalışıyor. Bu da onu masa başı siyasetinden ayırıyor.
Batman’ın sanayi kenti olma hedefini lafla değil, adımlarla savunanlardan. Üretim, istihdam, organize sanayi, yatırım dili onun için süslü kavramlar değil. Onun siyaseti hep üretmek üzere kurulu. Bu şehir yıllardır “potansiyel” kelimesiyle oyalanıyor. Nasıroğlu’nun yaklaşımı ise potansiyeli gerçeğe dönüştürme yönünde.
Bilime ve gençlere duyduğu güven de önemli. Kurulan bilim merkezinin sıradan bir vitrin işi olmayacağı, Türkiye’ye örnek olacak bir yapıya dönüşmesi hedefleniyor. Bu bakış açısı, günü kurtaran değil geleceği düşünen bir anlayışa işaret ediyor.
Spora yaklaşımı da net. Vitrin işi değil, sahiplenme. Petrolspor’a desteği sadece tribünde görünmekten ibaret değil. Kulübü Batman’ın ortak değeri olarak görüyor.
Ferhat Nasıroğlu’nu anlatırken “çok başarılı”, “efsane”, “benzersiz” gibi kelimelere gerek yok. Zaten bu kelimeler çoğu zaman yazıyı zayıflatır. Onun farkı, doğallığında. Samimi ama ölçülü. Sessiz ama etkili. Gösterişsiz ama çalışkan.
Batman için bir şans mı? Bana göre evet. Çünkü bu şehir artık kürsüden yükselen seslerden çok, sahada görünen emeği önemsiyor. Yüksek sesle verilen sözlerden ziyade, sessizce tutulan sözlere ihtiyaç duyuyor. İşte tam da bu yüzden Ferhat Nasıroğlu, Batman için bir şans.