?>

ZİYARETİN ADI NEZAKETTİ

Melek Barış

6 gün önce

Her şey sıradan bir gün gibi başlamıştı. Ama o sıradanlık, zarif bir ziyaretle yerini bambaşka bir atmosfere bıraktı.
İçeride tanıdık bir sessizlik vardı. Kimimiz klavye başında başlıklarla boğuşuyor, kimimiz dış haberlere göz atıyor, kimimizse şehrin nabzını tutmaya çalışıyorduk. Derken telefon çaldı. Ekranda tanıdık bir isim belirdi: Şeyh Selman Bağdu.
Nazik bir sesle, “Müsaitseniz bir uğrayacağım” dedi. “Sizi görmekten memnuniyet duyarız” cevabını verdik.
Telefonu kapattıktan kısa bir süre sonra, selamıyla gazetemizin kapısındaydı.
Elinde çikolata, yüzünde tanıdık o tebessüm… Sessiz ama derin bir selamla içeri girdi. Şeyh Selman Bağdu’yu tanıyan bilir: Sesi az çıkar ama sözü derin olur. Varlığı bile bulunduğu yere bir dinginlik katar. O an, sanki dışarıdaki şehir yavaşladı, telaş bir kenara çekildi.
“Bu da sizlere ikramımız olsun” diyerek çikolatayı masamıza nazikçe bıraktı. Çikolatadan çok söze açıldık. Gençlerden söz ettik önce. “Zekiler ama çok yalnızlar” dedi. Ardından aile yapısındaki değişimi, değerlerin erozyonunu konuştuk. Yalın, içten, karşılıklı bir sohbetti bu. Dertleşmek gibi değil, birlikte düşünmek gibiydi.
Medyanın sorumluluğuna da değindi. “Artık sadece haber yetmiyor, insanlar yön arıyor” dedi. Hak verdik. Sessizce.
Ziyaretin sonunda çikolatayı açamadık belki ama çayın, kahvenin yanına sevgimizi koyduk. Sohbetin tadı ise hâlâ damakta… Çünkü konuşulanlar; unuttuğumuz ama hep özlediğimiz şeylerdi: Değerler, insanlık, merhamet, adalet…
Şeyh Selman Bağdu’nun ziyareti, sadece bir nezaket değil; unutmaya yüz tuttuğumuz değerlere bir dokunuştu.
Teşekkür ederiz Şeyh Selman Bağdu…
Ayaklarınıza sağlık.
Çikolatanıza bereket.
Ama en çok da nezaketinize…
YAZARIN DİĞER YAZILARI