Batman’ın tarihsel belleğinde sessizce duran bir yapı, yıllar sonra yeniden ses verdi: Mor Kuryakos Manastırı. Beşiri ilçesine bağlı Ayrancı Köyü sınırlarında, Kıra Dağı’nın eteklerinde yükselen bu taş yapı, yalnızca bir ibadethane değil, aynı zamanda geçmişin yükünü taşıyan bir hafıza mekânı. Süryani Hristiyanları için kutsal kabul edilen Mor Kuryakos, restore edilip yeniden açıldığında sadece taş duvarlar değil, suskun kalmış bir ortak geçmiş de görünür oldu.
Açılış töreni kalabalıktı… Protokol, basın, halk... Ancak kalabalığın içinden biri vardı ki, sesini taşlara, gönüllere işledi: Bedri Ayseli. Bir türkü emekçisi, bir halk anlatıcısı, bir zaman taşıyıcısı olarak o da oradaydı. Belki nota bilmez ama duygunun notası onda gizlidir. O gün manastırın taşlarına yüklenen mesaj çok netti: “Burası barışın simgesi olmalı.”
Halk arasında “Kara Kilise” diye bilinen bu yapı, kara bazalt taşlarla inşa edilmiş olsa da içinde yankılanan ezgiler, ilahiler, dualar rengârenk. Bedri Ayseli’nin sözleri, işte bu çok renkliliğin anlamını dillendirdi:
"Farklı inançların bir arada yaşayabileceğini gösteren simgesel bir yapıdır burası. Barışın, kardeşliğin ve karşılıklı saygının sesi bu taş duvarların arasından yeniden yükselecek."
Manastırlar sadece ibadet değil, aynı zamanda bir araya geliş mekânlarıdır. Mor Kuryakos artık yalnızca bir mimari yapı değil; Batman için inançların, kültürlerin, tarihin ve müziğin buluştuğu bir durak.
Bu kıymetli yapının yeniden hayat bulmasında emeği geçen herkesi gönülden tebrik etmek gerek. Dicle Kalkınma Ajansı’ndan Batman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne, İl Özel İdaresi’nden Kültür ve Turizm Bakanlığı’na kadar katkı sunan tüm kurumlara ve isimsiz kahramanlara teşekkür borçluyuz. Bu çaba, sadece bir yapıyı ayağa kaldırmak değil; geçmişle bugün arasında umutla kurulmuş bir köprüdür.
Mor Kuryakos Manastırı, bu emeğin sessiz ama görkemli bir tanığı olarak yeniden hayata karıştı.