SON DAKİKA
hava
Advert
Google News

VATANDAŞ ‘S.O.S.’ VERİYOR

Son Güncelleme :

2019-11-12 13:17:41

Sevgili okurlar 

Vatandaşın alım gücü azaldı.

Gıda ürünlerin de kilo yerine gram, giyim kuşam ise bit pazarına düştü nerdeyse. 

Beyaz eşya ve mobilya zaten lüks giderler içine çoktan girdi. 

Elektrik çok pahalı olunca gece tarifesi ile bayanlar çamaşır, bulaşık ve ütülerini yaparken suyu da daha az harcama yöntemlerini geliştirdiler.

Pahalılıktan dolayı artık her evde bir matematik bir muhasebe var…

“Bu ay nasıl geçecek?” diye!

Yazın hadi sıcak ama gölge bir yer bulup dinleniyoruz, klima önünde biraz serinleyelim derken asgari ücret kadar elektrik faturası ile karşılaşıyoruz.

Peki ya kara kış öylemi?

Tabi değil, elektrik ve doğalgaz kullanımı şart, hal böyle olunca bir yerlerden kısmak gerekiyor ama nerden?

Yemezsek içmesek olmaz ne yapıyoruz bir odaya sığınıp tek peteği yakıyoruz, tek lamba, tek televizyon bütün kış böyle koyun koyuna bir yaşam sanki Afrika'da bir kulübedeyiz… Aynı şey fark yok bence yaşlılar ve çocuklara gündüz birer battaniye idare ediyoruz.

Ya biz bu ülkenin vatandaşıyız, vergimizi ödüyoruz, askerliğimizi yapıyoruz, işçi-memur çalışıyoruz hem de diğer ülkelere göre iki katı mesai yapıyoruz ama sosyal yaşantımız ve hayatımız çile ile geçiyor, kazanamıyoruz bu hep böylemi gidecek yani, karın tokluğuna mı bir yaşam sürdüreceğiz?

Ne zaman karnımız doyacak ve elektriğimizi, kombimizi rahat açacağız ve ne zaman kasaba gidip “şuradan iki kilo pirzola versene” diyeceğiz, ne zaman manava gidip iki kilo “çikita muz ver” diyeceğiz, gözümüz görecek mi acaba, gözümüz karnımız doyacak mı acaba? 

Komşu ülkelerden vatandaşlar geliyor 

“Yahu sizde akaryakıt ücreti çok yüksek”

Bir başkası “yahu bizde doğalgaz, elektrik bedava…”

Bir diğeri geliyor “bizde tavuk yenmez et ücretleri çok ucuz” bir diğerinde “temel gıda maddeleri çok ucuz” deyip yaşadıkları ülkelerin refah düzeyinden söz ederler.

Yavru vatan Kıbrıs'tan gelen adam ki oraya elektrik suyu biz veriyoruz, “Türkiye  çok pahalı” diyor.

Gel de şimdi isyan etme kardeşim… 

Devlet hastanelerine bir gidin haftanın bir günü tavuk sote üç günü çorba makarna.

Sebep?

Buradaki hasta iyi beslenmesi gerekmiyor mu, ama yemek firması “efendim biz burayı ihale ile aldık” evet tamam kardeşim işte kırım oldu kişi yemeği “biz 8 TL’den aldık ben nasıl et yemeği çıkarayım?” diyor kendince haklı, peki bu yemek işini ihaleye çıkaran görevli bir araştırma yapmamış mı? Standart etli bir yemek kaça mal olur bilmiyor mu, 8 TL ile makarna bile yenmeyeceğini bilmiyor mu, peki ala bir araştırma yapmış ve biliyordur peki ihalede bu kırımı yapan mütteahide “ey mütteahit sen bize ne yedireceksin bu 8 TL parayla” diyemiyor mu?

Aslında demesi lazım, o demedi müfettiş, o demedi hastane müdürü demeli lazım  fakat ne ilgilenen var ne bakan var. 

Ama bir Suriyeli sığınmacıların kampında yemeğe şu kadar et katma mecburiyetin var denebiliyor, şu kadar tatlı vereceksin denebiliyor, üç çeşit yemek vereceksin  denebiliyor ama bizim hastane yemeklerine denmiyor maalesef.

Konumuza dönersek 

Yani ekonomik memnuniyetimizi belirtmek için tıpkı Şener Şen’in filminde ki sahne gibi çıplak çıkıp koşmak mı gerekiyor topluca? Farkındalık yaratmak için  tencere tava mı çalmalıyız , mum mu yakmalıyız, bilmiyorum herhalde bizi akıl hastanesine yatırmak istiyorlar.

Biz ülke olarak dik durmaya çalışıyoruz vatandaş olarak ta devletimizin yanında dik durmaya gayret gösteriyoruz, elinden geldiğince ama vatandaş olarak artık bu gelen zamları maalesef karşılayamıyoruz, yoksulluk yolundayız, alınan askeri ücretler ve komik emekli maaşları artık yetmiyor, her ay borçlanıyoruz kimi bankaya kimi eş dosta bu kemer sıkma nereye kadar sürecek?

Milletin et yediği yok, varsa yoksa  tavuk haşlama, tavuk döner, tavuk kızartma bu nereye kadar balık bile el yakıyor en düşük balık fiyatı 20 TL.

Çarşı pazar keza öyle, bir file yaklaşık 150-200 TL arası  tutuyor, bir gün domates tavan yapıyor bir gün limon, her TV açıldığında yeni gelen bir zam ile karşılaşıyoruz, kah elektrik kah su, kah akaryakıt, ekmekler küçüldü kaç gram ekmek yediğimizi bilmiyoruz bir çok haber geçiyor at eşek eti sucuğu satılmış döner yapılmış bu demek ki alım gücümüzün düştüğü ve sağlığımızla oynayan kişilerin çoğaldığı anlamına gelmez mi? 

Her gün okuyoruz, ‘inekler  koyunlar ahırdan çalınmış’ hırsızlar çoğalmış bunun nedeni ekonomik istikrarsızlık değil mi?

Bir Kuzey Irak’lı ekonomimizle nasıl dalga geçer?

Eti ne butu ne, Kuzey Irak’lı kardeşimizin komşumuzun, bir Yunanlı saat 14.00’e kadar çalışır ve çift maaş alır, tek maaşa  inecek deyince halk ve çalışan isyan etti Yunanistan’da…

Bizim dört mevsimimiz var, su, güneş, denizlerimiz var, gencimiz var ama hem gerideyiz hem kazancımız az, hem geçim sıkıntısı çekiyoruz.

Bilemiyorum değerli okurlar, ben ekonomik sıkıntı çekiyorum ve aldığım maaş bana yetmiyor, üstelik dört kişilik çekirdek aileyiz, maaşı yeten varsa bana bir tüyo verse iyi olur.

Benden bu günlükte bu kadar…

Sevgi ve Refah içinde kalın.

 

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

DİĞER YAZILARI