SON DAKİKA
hava
Advert
Google News

YAŞAR NE YAŞAR, NE YAŞAMAZ!

Son Güncelleme :

2019-11-18 10:29:25

Sevgili dostlar 

Ekonominin sıkıntılı olduğu yetmişli yılarda Yeşilçam bir çok aile filimi çekerek yoksulluğu hayat pahalılığını dile getirmiş ve halkın yaşadığı sıkıntıları görselleştirmiştir. 

Kah tüp kuyruğu, kah ekmek kuyruğu, kah benzin kuyruğu; kuyruklar uzayıp gitmekteydi her şey ucuz ama ulaşmak zahmetliydi… 

Bir de o dönemlerde soğuk savaş nedeni ile uygulanan ambargolar o zamanki hükümetin belini bükmüş ve çaresizdi.

Fabrikalar yetersizdi, çiftçi tarafından üretilen buğday bile işlenip un haline getirilemiyordu...

Ülkemiz sıkıntılar içinde çaresizdi 

1983 sonrası kurulan yeni hükümet kolları sıvadı ve yaptığı doğru tespit ve iyileştirmelerle karaborsa ortadan kalktı, üretim hızlandı fabrika sayısı arttı ve her şey yoluna girdi herkes rahat bir nefes aldı kuyruklar yok oldu.

Fakat yenilikçi olmak bir takım yasaların ve kanunların değiştirilmesini gerektirdi. Mesela KDV diye bir ek vergi hayatımıza girdi herşeye yavaş yavaş vergi konuyor ve kayıt altına alınıyordu, faturasız iş yapılamazdı tabi bu ek vergi her alanda bütün ürünlerin fiyatını da ikiye katlayacaktı.

KDV farkı insanları fatura almaya teşvik için olunca KDV yasası çıkarıldı ve herkes her alışverişten fiş veya fatura alıyor, istifliyor ve hesaplıyordu.

Herkes KDV indirimi alıyordu ve böylelikle sağlıklı bir zincir sistemi oluşturuldu. KDV artık hayatın bir parçasıydı, halk belli bir süre sonra bu kademeden kurtulmak istese de maalesef artık geri dönüşü yoktu.

Zira hazine kasaları dolup taşsa ciddi bir gelir elde ediyordu hükümet, arkasından dolar serbest piyasaya döndü gümrük birliği sağlandı ve ihracat ithalat adeta hortladı, ‘al takke ver külah’ misali ticaret hacmimiz arttı yabancı yatırımcılar

ülkemizde yatırım yapmaya başladı ve dev fabrikalar kuruldu, sanayimiz canlandı artık hayat pahalı olsa da kazançlar iyiye gidiyordu ve Türkiye’deki insanlar kabuğunu kırıyordu…

Bugüne dönersek, milyonlarca asgari ücretli aldığı 2 bin TL yaşamaya çalışıyor. Örneğin eğer kirada ise 700 TL kiraya, 500 TL elektrik-doğalgaz ve su faturalarına ödeyen asgari ücretli geriye kalan 800 TL ile bir ay yaşamak zorunda kalıyor.

Çok detaylara girmesek de asgari ücretliler resmi rakamların belirlediği ‘açlık ve yoksulluk’ sınırlarına göre açlık sınırının bile altında yaşıyor.

Sadece son günlerdeki harcamalara bakarsak;

Gıda yanı sıra yapılması zorunlu diğer harcamalarla birlikte aile bütçesine gelen ek yük bir yıl önceye göre 558 TL oldu. Ücretli çalışanların gelirleri fiyat artışları karşısında giderek aşınmaktadır. Gelir artışlarının gecikmeli olarak enflasyona eşitlenmesi uygulaması dar ve sabit gelirli kesimlerin aleyhine olmaktadır. Nitekim devletin resmi kurumu olan TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından yapılan Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın geçen yıl ki sonuçları, asgari ücretin enflasyonun üzerinde artmasına rağmen, en düşük gelire sahip nüfusun yüzde 20’lik grubunun milli gelirden aldığı payın 0,2 puan azalarak yüzde 6,1’e düştüğünü ortaya koymuştur. Buna karşılık nüfusun en zengin yüzde 20’lik bölümünün aldığı pay 0,2 puan artarak yüzde 47,6’ya ulaşmıştır. Uygulanan ekonomik ve sosyal politikalar zenginin daha zengin, yoksullun daha yoksul olması sonucuna yol açmaktadır. Aylık net 2.020 TL olan asgari ücretin yetersizliği, bekar bir çalışanın hesaplanan 2.536 TL tutarındaki yaşama maliyeti de dikkate alındığında ortaya çıkmaktadır. Kaldı ki, zaten yetersiz belirlenen asgari ücret, evli ve çocuklu işçiler açısından, artan vergi oranı nedeniyle, bu dönemde eksilmektedir. Sürekli yinelendiği üzere, mevcut asgari ücret değil bir ailenin bir kişinin bile geçimini karşılamaktan uzaktır.

İşte bu yüzden, ‘Yaşar ne yaşar, ne yaşamaz’

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

DİĞER YAZILARI