5 Haziran Perşembe günü kutlayacağımız Kurban bayramı için hazırlıklar başlarken Batmandan kutsal topraklara gidecek Hacı adaylarımız, guruplar halinde Mekke’ye gitmeye başladılar. Yetkililerin bildirdiğine göre bu yıl Batman’dan yaklaşık 650 kişi Diyanet veya özel şirketlerle Hac’a gidip İslâm’ın farzlarından birini yerine getirecek.
Hacca gitmek veya hacı olmak çok güzel bir duygudur, dilerim ki; arzu eden her Müslüman amacına ulaşsın ve bu unvanı elde etsin. Batmanlı Hacıların ilk kafilesi 10 gün önce Batman’dan Cidde hava alanına indi, oradan da Mekke’ye ulaşarak otellerine yerleştiler.
Hacılarımızdan birisi de Bir Kalp, Bin Umut Derneği'nde birlikte çalıştığımız, aktivist ve hayırsever Nimetullah Durmaz’dır. Kendisi kutsal topraklara ulaştıktan sonra yaşanan veya yaşanabilecek olan sıkıntıları mesaj yoluyla bana iletmeye başladı. Bunun için kendisine teşekkür ediyorum.
Birkaç gün önce sosyal medyada videosunu izlediğim bir Türk kadın “29 Nisan tarihinden itibaren Hac vizesi olmayanlar Kabe’ye alınmıyor” açıklamasını yaptı, hemen arkasından da Nimetullah Durmaz kardeşimiz de “Girişte kimlik ve vize kontrolü var” açıklamasında bulundu.
Bu bilgiler aslında çok önemliydi. Her yıl olduğu gibi çeşitli adlar altında kutsal topraklara gitmek isteyen Hacı adayları var. Onların istek ve hacı olma arzularına elbette saygım var ama, yasal yollar dışında başka yollar izlenirse maalesef hacı adayları hacı olamadan Türkiye’ye geri dönmüş oluyorlar.
Yetkililerin ifadesine göre Batman’dan da çok sayıda kişinin yasal olmayan sistemle kutsal topraklara gitmeye başladığı belirtiliyor. Geçen yıl Suudi polisinin bütün otelleri dolaştığını ve vizesi ile Hac kimliği olmayanları çatılarda kovaladığını, yakaladıklarını da gözaltına alıp apar topar Türkiye’ye gönderdiğini hatırlıyorsunuz herhalde.
Onun için Diyanet İşleri Başkanlığı ile illerde Müftülerimiz vatandaşları uyarıyor ve riske girmemek için yasal yollar dışındaki yolları denememelerini hatırlatıyorlar. Evet, doğrudur, geçen yıl televizyonlarda izlediğimiz polis-hacı adayı kovalamacası gözlerimizin önünden gitmiyor.
Bu yıl daha sıkı önlem alındığını yine arkadaşlarımızdan öğreniyoruz. Özellikle Hacı olmanın önemli şartlarından biri olan Arafat’a gitme koşulunda kaçak diyeceğimiz adayların bölgeye alınmaması için önlemlerin arttırıldığı belirtiliyor. Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da Arafat’a çıkılırken polisler otobüsleri durduracak ve Hac vizesi olmayanları hiçbir itiraza mahal bırakmaksızın araçtan indirecek.
Yaya olarak gitmeye çalışanlar ise kilometrelerce yol yürümek zorunda kalacak ki, yaş ortalaması 55-60 olan hacı adayları bu yollarda sıkıntı yaşayacak ve Arafat’a yaklaştıklarında muhtemelen onlar da yakalanacak.
Burada kimseyi suçlamıyor ve eleştirmiyoruz. O aşkla kutsal topraklara ulaşmak isteyen, maddi imkânları Diyanet veya özel şirketlerle gitmeye yetmeyenler bütçeleri kadarıyla bu görevi ifa etmeye çalışıyorlar ama, maalesef bu yolla Türkiye’den gidenlerin sayısı çok olduğundan Suudi polisi önlem alıp buna müsamaha göstermiyor.
Hac dönemi elbette çok kalabalıktır ve insanlar ibadetlerini yerine getirmek için büyük çaba sarfediyorlar. Hac vizesi ve Hac kimliği olmayanlara otellerde yer verilmediği için birçok hacı ya tanıdığı birilerinin yanına sığınmakta, ya da geceleri açık alanlarda parklarda geçirmektedir.
Bir tarafta dini bir vecibeyi yerine getirmenin arzusu, diğer tarafta bunu kabul etmeyen Suudi’lerin Türklere karşı olan yaklaşımı. Aslında iki taraf da haklıdır ama, yasayı uygulayan Arap’lar galip geliyor ve Diyanet veya resmi özel şirketler dışındakilerle gidenler büyük sıkıntı yaşıyor.
Videolarla, mesajlarla, telefonlarla uyarılar yapıldığına göre ortada ciddi durumlar var demek. Onun için Hacı adaylarımız daha fazla mağduriyet yaşamadan, olumsuzluklarla karşılaşmadan tedbirlerini alsınlar ve yakalanmasınlar ki; çektikleri eziyet ile harcadıkları paraları boşuna gitmesin.
Umarız ki; bu yılki hac görüntülerinde çatılarda kovalanan, Arafat sınırından geri gönderilen, parklarda yatıp kalkan hacılarımız olmasın ve aileleriyle birlikte kendileri de yakınları da üzülmesin ve Hac farizasını yerine getirip memlekete öyle dönsünler.
Hoşça kalınız.