Diyarbakırlı Muhammed Yakut'u sosyal medyadan yaptığı açıklamalardan tanıyordum. Daha önce çeşitli suçlardan cezaevinde uzun yıllar yatan Yakut, daha sonra kendisini geliştirerek iş yerleri açtı ve hayatını kazanmaya başladı.
Ancak Muhammed Yakut'un AK Parti döneminde özellikle AK Partili bakan ve yöneticilere yönelik söylemleri çok tepki görmüş bakan ve diğer üst düzey yetkilileri hedef alarak ağır hakaretlerde bulunmuştu.
Bundan dolayı yurt dışına çıkan ve farklı ülkelerde yaşamaya başlayan Yakut, Almanya ile Hollanda arasında mekik dokuyarak kendisini kaybettirmeye çalışıyordu. Yakut hiçbir zaman kimseden çekinmedi ve gerektiğinde rest çekerek nerede olduğunu belirtti ve devlet yetkililerinin kendisini yakalamasını istedi. Fakat bu hiçbir zaman mümkün olmadı.
Muhammed Yakut özellikle bakanlar, milletvekilleri, eski siyasiler, Türkiye'nin önde gelen iş adamları ile bazı sanatçıları da hedef alarak çok ağır ithamlarda bulundu. Aralarında Batmanlı hemşehrilerimizin de bulunduğu iş adamlarımızı tehdit eden ve yaptıklarını açıklamakla korkutan Yakut, çoğu zaman hakaretlerine devam etti ve bu yüzden de bazı kesimlerin tepkisini aldı.
Ancak Muhammed Yakut hiç durmadı ve yaşadığı Avrupa ülkelerinden devamlı olarak videolar yayınlayarak Türkiye'de isim yapmış insanlar dışında Kıbrıs'a da el attı ve buradaki kumarhaneleri işleten ve sonra öldürülen Faralyalı hakkında da ağır ithamlarda bulundu ve ortakları arasında devlet yöneticilerinin bulunduğunu iddia etti.
Hükümetin Yakut ile ilgili olarak kırmızı bülten çıkardığı biliniyordu ama Hollanda ve Almanya'da yaşıyor olmasına rağmen bu kişi yakalanmadı, ya da bu ülkeler Yakut'u Türkiye'ye vermedi. Aslında çok eğitimli olmayan ama Türkiye'de dönen olumsuz birçok konuya hakim olan Diyarbakırlı Muhammed Yakut sürekli olarak ithamlarda bulundu ve ortalıkta dönen milyonlarca doların kimlerin cebine nasıl girdiğini anlattı. Bilinen iş adamlarını da işin ortağı olarak açıklayıp bunların açığa kavuşmasını sağladı ama hiç kimse adı geçen kişilerle ilgili olarak bir soruşturma, bir açıklama yapmadı.
Önceki gün Hollanda'da kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiği belirtilen Yakut'un ölümü herkeste şüphe uyandırdı. Çok konuşan ve devlet yetkililerini ağır ithamlar altında bırakan Muhammed Yakut gerçekten kalp krizi geçirip öldü mü, yoksa öldürüldü mü?
Kamuoyu bu konuyu tartışmaya başladı, sosyal medyada olsun, yazılı basında olsun, bu konu çok tartışılıp konuşuldu ve konuşulmaya da devam edecek. Öyle ya, cezaevinden çıktıktan bir müddet sonra normal yaşamına geçen Yakut aradan bir hafta geçmeden kalp krizi geçiriyor ve hayatını kaybediyordu.
Elbette herkes gibi bizim kafamızda da soru işaretleri oluştu ve "acaba" sorusunu kendi kendimize sormaya başladık. "Muhammed Yakut öldü mü, öldürüldü mü?" Bu konuda bizim gibi soru soran yüzlerce gazeteci ve sosyal medya fenomeni Yakut'un ölümünü tartışmaya açtı ama hiç kimsenin elinde gerçek bir bilgi olmadığı için hiç kimse bu konuda hüküm veremediği gibi yorum da yapamadı. Muhammed Yakut'a yazık oldu. Kendi halinde, geçmişinde yaşadığı olaylar nedeniyle uzun yıllar cezaevinde kalan ve sonrasında hayatını normal yollardan kazanmaya başlayan bu kişi muhtemelen sıkıştırıldı, sıkıştırılınca da konuşmaya başladı, konuştukça da yüzlerce kişiyi rahatsız etti.
Aslında Muhammed Yakut'un işi kolay değildi, herkes biliyordu ki, bu kişinin söylediklerinin arasında doğrular vardır ama hiç kimse Yakut'u ciddiye almadı ve bir soruşturma açılmasına izin verilmedi, verilmeyince de Muhammed Yakut sosyal medyada sıklıkla yayınladığı videolarda Hükümete yakın zengin iş adamlarını hedef alarak bunların hangi şekilde zengin olduklarını açıkladı.
Hatta çoğuna da hakaretler ve küfürler yağdırarak onların yaptıklarını bir bir anlattı. Buna rağmen sonuç alamadığı veya Yakut söyledikleriyle kalarak kenara itildi ve kimse onu ciddiye almadı. Ciddiye alınmadıkça daha da hırslanan Diyarbakırlı Muhammet Yakut, geçen hafta içinde cezaevinden çıktıktan sonra yaşadığı Hollanda'daki bir otel odasında kalp krizi geçirdiği ve hastaneye kaldırıldığında da Yakut'un vefat ettiği açıklandı. Tabii herkesin aklına "acaba Muhammed Yakut'a suikast mı yapıldı" diye sorular takıldı ama bununla ilgili olarak hiç kimseden bir ses çıkmadı. Aslında "su testisi su yolunda kırılır" diye bir atasözümüz vardır. Yakut da testiydi ve bir noktada testi kırılınca kendisi yolda kaldı. Bu konuda söylenecek bir şey yok. Sonuçta Diyarbakırlı bir hemşerimiz diye günahı ve sevabıyla kendisine Allah'tan rahmet diliyorum.
Hoşça kalınız