?>

PETROLSPOR DERNEĞİ BAŞKANI NASIROĞLU'NUN NİYETİ İYİ, AMA İŞİ ZOR

Nizamettin İzgi

2 gün önce

Batman Petrolspor Derneği Başkanı Zeynel Abidin Nasıroğlu’nun yaptığı son açıklamalar, hem şehirde hem de futbol camiasında dikkatle karşılandı.
Özellikle şeref tribünü ve diğer seyirci alanlarına hatır-gönül ilişkisiyle girilmesinin en alt seviyeye indirileceği yönündeki mesajı, uzun yıllardır alışkanlık haline gelen keyfi uygulamaların sona ereceği yönünde bir umut doğurdu.
Kulüp yönetimi açısından alınması zor ama gerekli olan bu karar, birçok açıdan değerlidir. Ancak bu kararın hayata geçip geçmeyeceği, samimi niyetin kararlı uygulamalara dönüşüp dönüşemeyeceği konusu, kamuoyunun aklındaki en temel sorulardan biri olmaya devam ediyor.
Şunu kabul etmek gerekir ki, Türkiye’de protokol anlayışı hâlâ güçlüdür. Özellikle maç günlerinde şeref tribünü gibi sınırlı ve özel alanlar, çoğu zaman gerçek sahiplerine değil, nüfuzlu kişilere veya onların yakınlarına tahsis ediliyor. Milletvekilleri, parti başkanları, kurum müdürleri gibi isimlerin protokole dahil edilmesi doğaldır.
Ancak her birinin yanında beş-on kişilik gruplar getirmesi ve bu durumun yaygınlaşması şeref tribününü amacından saptırmakta, hem düzensizlik yaratmakta hem de tribünde hakkı olan kişileri dışarıda bırakmaktadır. Nasıroğlu’nun bu konudaki kararlılığı son derece yerinde ve desteklenmesi gereken bir adımdır. Şeref tribününde oturmak isteyen herkes, belirlenen bir katkı payı ödeyerek bu alanı hak etmelidir. Bu ücret doğrudan kulübe destek mahiyetinde olmalı, bağış esasına dayanmalıdır. Böylece hem kulüp gelir elde eder hem de tribünler daha düzenli hale gelir.
Sayın Nasıroğlu’nun bu işi profesyonel bir kişiye devredip, gerekli yetkiyi vererek biletli olmayan kimsenin şeref tribününe girmesine müsaade etmemesi gerekiyor. Bu noktada emniyet güçlerinin de desteği önemlidir. Maç günlerinde polisin kontrolüyle biletli-biletsiz ayrımı yapılabilir, davetsiz misafirlerin içeri sızması önlenebilir. Benzer şekilde maraton tribünlerinde de bilet fiyatları makul tutulmalı, seyircinin maça ilgisini azaltacak yüksek rakamlar belirlenmemelidir.
Halkın takımı olan Petrolspor’un, halktan koparılması düşünülemez. Ulaşılabilir fiyat politikası ile tribünlerin dolu olması sağlanmalı, özellikle gençlerin maça gelmeleri teşvik edilmelidir. Kale arkaları için de benzer bir anlayış geliştirilmelidir. Ancak bu uygulamaların her biri ince bir denge ister. Bedava bilet dağıtımını tamamen kaldırmak, taraftar gruplarını küstürebilir. Bu grupların motivasyonu, tezahüratı ve renkli duruşu bir kulüp için büyük önem taşır. Bedelsiz bilet politikası azaltılabilir ama tamamen kaldırmak yerine belli bir kontenjan dahilinde sürdürmek daha akıllıca olacaktır.
Başkan Nasıroğlu’nun şu sözleri oldukça dikkat çekicidir: “Baştan peşin peşin konuşalım. Ricayla-minnetle stada alım en alt düzeyde olacak. Hatta olmaması için çabalanacak, bu konuda kararlı olunacak. İnşallah o sene bu sene deyip o kupayı bu güzel şehre, taraftarımıza ve halkımıza getirmek için var gücümüzle çalışacağız. Alt yapımıza önem verilecek. Geleceğimiz olan gençlere yatırım yapılacak. Ve hiç kimse unutmasın ki, bu takım taraftarın takımıdır, kişinin veya bir şirketin malı değildir. En güzel şekilde onlara teslim edilecek." Bu ifadeler iyi niyetle söylenmiş, yapıcı bir yol haritasının işaretidir. Özellikle gençlere yatırım yapılacağının vurgulanması, kulübün sürdürülebilirliği açısından önemlidir. Ancak bu söylemlerin uygulamaya geçmesi, sadece başkanın değil, tüm şehrin sorumluluğundadır.
Geçmiş sezonlarda yaşanan bazı olumsuzluklar hâlâ hafızalarda tazeliğini koruyor. Şeref tribünü için koltuk alan, isimleri koltuklara yazılan kişilerin içeri alınmadığı, yerlerine başkalarının oturduğu gerçeği kulüp açısından bir itibar kaybıdır. Bu tür olayların yeniden yaşanmaması için sadece kulüp yönetimi değil, Gençlik Spor İl Müdürlüğü de sürece aktif şekilde dahil olmalı ve yeni sezona temiz bir listeyle başlanmalıdır. Hak etmeyenlerin listelerden çıkarılması, bu alanların layık olanlara bırakılması, kulübün saygınlığına katkı sağlayacaktır.
Futbol Federasyonu ile Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın bazı dernekler adı altında uyguladığı kolay geçişler de yeniden gözden geçirilmelidir. Biletli ya da kombineli olmayan kimsenin tribünlere alınmaması ve bu kuralın istisnasız uygulanması, kulübün kasasına doğrudan katkı anlamına gelir. Ayrıca beleşçiliğin azalması, futbolun gerçek sahipleri olan taraftarların hakkını korumak açısından da elzemdir. Bu noktada Batmanlı iş insanlarının kombine bilet alarak kulübe destek vermesi, sadece maddi değil, moral anlamda da büyük değer taşır.
Kısacası, Petrolspor’un başarıya ulaşması için sadece başkanın çabası yetmez. Şehir olarak, iş dünyasıyla, gençliğiyle, taraftarıyla kulübe sahip çıkmak zorundayız. Herkes imkanları oranında katkı sunmalı, bilet almalı, düzenli tribün kültürüne katkı sağlamalıdır. Yeni bir dönem başlatmak istiyorsak önce alışkanlıklarımızı gözden geçirmeli, iyi niyeti lafta bırakmayıp hayata geçirmeliyiz. Zeynel Abidin Nasıroğlu'nun bu sezon ortaya koyduğu vizyon takdiri hak ediyor. Ancak bu vizyonun hayata geçmesi için güçlü irade ve toplumsal destek şarttır. Samimiyete inanmak güzel ama bu samimiyeti somut adımlarla desteklemek çok daha değerlidir.
Dileriz ki, bu sezon hem saha içinde hem saha dışında yeni bir disiplin, yeni bir heyecan ve yeni bir başarı hikâyesi yazılır. Şeref tribününden kale arkalarına kadar tüm stat alanı, gerçek taraftarların sesiyle, emeğiyle, coşkusuyla dolup taşar. O zaman belki de “bu sene o sene” olur ve Batman hak ettiği futbol gururunu yaşar.
Hoşça kalınız.
YAZARIN DİĞER YAZILARI